CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’dan IDEF 2025’te NET MESAJ


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nın açılışında konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin yerli ve milli savunma sanayiinde ulaştığı noktayı vurgularken, bölgesel krizlere ve küresel tehditlere karşı caydırıcılığın önemine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF 2025) yaptığı açılış konuşmasında hem Türkiye’nin savunma alanındaki ilerleyişine hem de bölgesel güvenlik sorunlarına dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Erdoğan konuşmasında, Türkiye’nin savunma sanayii alanında son 20 yılda önemli bir dönüşüm yaşadığına vurgu yaptı. Yerlilik oranının %20’lerden %80’lere çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı, “Bugün artık kendi savaş gemimizi, tankımızı, insansız hava aracımızı üreten bir ülke haline geldik” dedi.
Savunma gücünün sadece savaş için değil, barışın tesisi için de hayati olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Eğer barış istiyorsan, güçlü olmak zorundasın. Gücünü gösterebilen bir ülke, hem masada hem sahada söz sahibidir. Biz, barış için hazırlıklı olmak zorundayız” ifadelerini kullandı.
Dünyanın birçok noktasında süren çatışmalara da değinen Erdoğan, özellikle Gazze’de yaşanan insani dramı sert bir dille eleştirdi. İsrail’in saldırılarına karşı sessiz kalan uluslararası toplumu eleştiren Erdoğan, “Mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Nerede bir insanlık suçu varsa, Türkiye orada hakkı ve adaleti savunur” diye konuştu.
IDEF 2025’in sadece bir ürün tanıtım fuarı olmadığını, aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji ve vizyon gücünün bir yansıması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, “Bu fuar, bağımsızlığımızın, caydırıcılığımızın ve stratejik kararlılığımızın vitrini” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamaları, Türkiye’nin savunma politikalarında sadece silah üretimi değil, aynı zamanda uluslararası duruş ve stratejik vizyon açısından da yeni bir döneme işaret ediyor. Özellikle barış için caydırıcılık vurgusu, Türkiye’nin dış politika eksenini güç temelli ama diplomasi öncelikli bir hatta konumlandırdığını gösteriyor.