DEPREM UZMANININ “EV ALMAYIN!” UYARISI MANİSA’yı karıştırdı: BELEDİYE’den SERT YANIT

Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan’ın Manisa ve Turgutlu için yaptığı “deprem riski yüksek, ev almayın” uyarısı tartışma yarattı. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, “2000 yılından önce yapılan evlerin hepsi riskli; ancak yeni yönetmelikle yapılan konutlar güvenli. Elimizde detaylı risk haritası var” diyerek karşı çıktı.
Türkiye’nin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan’ın Manisa ve Turgutlu için yaptığı “buralardan ev almayın” açıklaması kentte büyük yankı uyandırdı.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, Ercan’ın değerlendirmesine katılmadığını belirterek önemli mesajlar verdi. Dutlulu, “2000 yılından önce yapılmış evlerin hepsi riskli sınıfta. Ancak yeni deprem yönetmeliğine uygun yapılan konutlar gönül rahatlığıyla alınabilir” ifadelerini kullandı.
Kentte deprem riskine ilişkin kapsamlı çalışmaları bulunduğunu belirten Başkan Dutlulu, “Elimizde detaylı bir harita var. Riskli alanlarımızı biliyoruz ve dönüşüm için adımlar atıyoruz” dedi.
Dutlulu ayrıca Manisa’da ucuz konut üretimi konusunda belediyelerin devreye girmesi gerektiğini söyleyerek TOKİ ile ortak projelere dikkat çekti.
Ercan’ın Uyarısının Arka Planı: Manisa Fay Hattının Jeolojik Gerçekleri
Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan’ın “Manisa ve Turgutlu’dan ev almayın” sözünün temelinde, Gediz Grabeni boyunca uzanan aktif fay sistemleri bulunuyor. Manisa’nın 6.5–7.2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli olduğu akademik çalışmalarda sık sık vurgulanıyor. Ercan’ın açıklaması, bölgedeki bu sismik aktivite ve zemin sıvılaşması riskine dayanıyor.
Dutlulu’nun İtirazı: “Genelleme Yanlış, Yapı Bazlı Değerlendirme Şart”
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Dutlulu, Ercan’ın uyarısının tüm şehri kapsayan geniş bir genelleme olduğunu söyleyerek karşı çıktı. Ona göre risk, şehrin tamamında değil; belirli bölgelerde yoğunlaşmış durumda. Bu nedenle “şehirden ev alınmaz” yerine “riskli binalara dikkat edilmeli” yaklaşımını savunuyor.
2000 Öncesi Yapılar Neden Tehlikeli? Statik – Malzeme – Yönetmelik Farkı
Dutlulu’nun “2000 öncesi binaların hepsi risklidir” sözünün arkasında teknik gerekçeler var:
– 1999 öncesi yönetmeliklerde deprem yükleri düşük hesaplanıyordu,
– Beton dayanım sınıfları bugünkü standartlara göre oldukça zayıftı,
– Zemin etütleri zorunlu değildi,
– Donatı yerleşimi ve kolon-kiriş bağlantıları bugünkü kadar sıkı denetlenmiyordu.
Bu nedenle Manisa’daki eski yapı stoğu ciddi bir dönüşüm ihtiyacı taşıyor.
Yeni Deprem Yönetmeliği (2018) Ne Sağlıyor? Dayanım Sınırı, Zemin Etüdü ve Denetim
Dutlulu’nun “Yeni yapılan konutlar güvenli” sözünün arkasında, özellikle 2018 Deprem Yönetmeliği’nin getirdiği sert kurallar yatıyor:
– Her proje için zorunlu zemin sınıfı analizi,
– Taşıyıcı sistemlerde yüksek süneklik,
– Temel-kolon birleşimlerinde minimum dayanım değerleri,
– Şantiye denetimlerinde elektronik kayıt zorunluluğu.
Bu nedenle 2018 sonrası yapılan konutlar, eski yapı stokuna kıyasla çok daha güvenilir kabul ediliyor.
“Elimizde Harita Var”: Manisa’nın Mahalle Mahalle Risk Dağılımı
Dutlulu’nun bahsettiği harita, Manisa merkezdeki zemin sınıflarını, fay hatlarının geçiş noktalarını ve sıvılaşma riski taşıyan alanları kapsıyor. Bu harita sayesinde:
– Hangi mahallelerin dönüşüme alınacağı,
– Hangi bölgelerde yüksek kat izni verilmeyeceği,
– Hangi alanlarda jeolojik etütlerin zorunlu tutulacağı belirleniyor.
Bu, Manisa için bir “deprem master planı” niteliğinde.
İmarla Açılan Bölgelerde Neden Pahalı Konut Çıkıyor? Arsa Rantı ve Müteahhit Baskısı
Dutlulu, “Yeni imar alanlarında pahalı konut üretebiliyoruz, çünkü arsa rantı oluşuyor” diyerek önemli bir noktaya işaret ediyor. Manisa’da arsa fiyatları, imar açılır açılmaz katlanarak artıyor. Bu da maliyetleri yükseltiyor ve konut fiyatlarının dar gelirliye uygun olmamasına yol açıyor. Bu durum sadece Manisa’da değil, tüm Türkiye’de kronik bir sorun.
Belediyenin Stratejisi: Sosyal Konut Üretimi ve Arsa Maliyeti Etkisi
Başkan Dutlulu, klasik imar alanı genişletme yaklaşımının çözüm olmadığını vurguluyor. Çünkü maliyetin %50’den fazlası arsa fiyatından kaynaklanıyor. Belediyenin hedefi:
– Belediyeye ait arsalar üzerinde düşük maliyetli sosyal konut üretmek,
– Arsa payını düşük tutarak vatandaşa uygun fiyatlı alternatif sunmak,
– Konut stokunu sadece piyasa koşullarına bırakmamak.
“TOKİ ile Çalışmalıyız”: Merkezi-Bölgesel İşbirliği Zorunluluğu
Dutlulu’nun “TOKİ’ye destek olmamız lazım” sözünün temelinde de bu yatıyor. Çünkü sosyal konut üretiminde TOKİ:
– Devlet güvencesi,
– Uygun kredi modelleri,
– Uzun vadeli ödeme planları,
– Büyük ölçekli yapı üretim kapasitesi sunuyor.
Belediyeler tek başına konut krizini çözemediği için TOKİ ile uyum kritik hale geliyor.
Akgedik Projesi: Kiralık Sosyal Konut Modeli ile Yeni Bir Deneyim
Manisa Yunusemre Belediyesi’nin Akgedik’te yürüttüğü model, Türkiye’de giderek yaygınlaşan “kiralık sosyal konut” sisteminin bir örneği.
– Aylık 5 bin TL civarı kira,
– Asgari ücretin 4’te 1’i oranında ödeme,
– Mülkiyet devri olmadan güvenli barınma,
– Dar gelirliye erişebilir konut imkânı.
Bu model, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde satın alma gücü düşen vatandaşlar için önemli bir alternatif oluşturuyor.
Prof. Dr. Ahmet Övgün Ercan’ın uyarısı, deprem kuşağında yer alan illerde emlak piyasasının ne kadar kırılgan olduğunu yeniden gösterdi. Manisa, aktif fayları ve tarihsel deprem geçmişi nedeniyle riskli bölgeler arasında yer alsa da uzmanlar, riskin yapının yaşı ve kalitesiyle doğrudan bağlantılı olduğunda hemfikir.
Başkan Dutlulu’nun 2000 öncesi yapı stoğunu işaret etmesi bilimsel görüşlerle örtüşüyor. Bu nedenle asıl tartışma “şehir riskli mi?” değil; “hangi binalar riskli?” sorusunda düğümleniyor.
Konut fiyatlarındaki artış ve dönüşüm maliyetleri ise ayrı bir kriz oluşturuyor. Belediyelerin sosyal konut üretimi, özellikle dar gelirli yurttaşlar için kritik önem taşıyor.
Sonuç olarak: Tartışma büyüyor ama asıl çözüm, riskli binaların dönüştürülmesi, zemin ve bina verilerinin şeffaf paylaşılması ve sosyal konut projelerinin hızlandırılmasından geçiyor.