MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün’e verdiği röportajda terörle mücadeleye ilişkin önemli mesajlar verdi. PKK’nın silah bırakma iddialarını değerlendirirken, “Suça karışmamış, silahlı eylemde bulunmamış kim varsa Türkiye’ye gelmeli, ailesiyle kucaklaşmalı” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün’e verdiği röportajda terörle mücadele ve Türkiye’nin güvenlik politikaları hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Bahçeli, Türkiye’nin yeni bir dönemin eşiğinde olduğunu söyleyerek, “Terörsüz Türkiye” adını verdiği sürecin sancılar barındırabileceğini, ancak kararlılıkla sürdürüleceğini kaydetti. Suça karışmamış örgüt mensuplarına çağrı yapan Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti şefkatlidir” ifadeleriyle dikkat çekti.

Bahçeli ayrıca PKK’nın silah bırakma iddialarıyla ilgili yorumlarda bulundu ve örgütün son aylarda attığı adımları değerlendirdi. SDG/YPG’nin sürece uymadığını vurgulayan Bahçeli, bu tutumun bölgesel güvenlik dengelerini etkilediğini belirtti.

Açıklamalar, hem siyasi kulislerde hem de kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Röportajın Adresi: Türkgün Gazetesi

Bahçeli, MHP’ye yakın Türkgün’e verdiği geniş kapsamlı röportajda terörle mücadele, bölgesel gelişmeler ve Türkiye’nin güvenlik stratejilerine dair önemli görüşlerini paylaştı. Röportajın tonu, hem iç politikaya hem de dış politikaya yönelik mesajlar içeriyor.

“Terörsüz Türkiye” Süreci İçin Sakin ve Kararlı Mesaj

MHP lideri, “Terörsüz Türkiye” sürecinin bir dönüşüm niteliği taşıdığını söyleyerek şu ifadeyi kullandı:
“Bu doğumun sancıları olabilir, yanlış anlamalar çıkabilir. Zaman zaman sinirler gerilebilir.”
Bahçeli, her şeye rağmen sürecin ilerlemesi gerektiğini savundu.

Suça Karışmayanlara Açık Davet: “Aileleriyle Kucaklaşsınlar”

Bahçeli’nin en dikkat çeken sözleri, terör örgütü etkisindeki ancak eyleme karışmamış kişilerle ilgili oldu.
“Suça bulaşmamış, silahlı bir eylemde bulunmamış kim varsa gelip ailesiyle kucaklaşmalı” dedi.
Devletin bu konuda kapsayıcı ve şefkatli davranacağını vurguladı.

“Kürtlerin Terörle Bağlantısı Yoktur”

Bahçeli, Kürt vatandaşların terörle ilişkilendirilmesinin yanlış olduğunu belirterek toplumsal birlik mesajı verdi:
“Kürtlerin terörle uzaktan yakından bağlantısı yoktur. Hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz.”

PKK’nın Silah Bıraktığı İddiası

MHP lideri, PKK’nın 27 Şubat çağrısı sonrası 12 Mayıs’ta silah bıraktığını ve örgütsel varlığını ‘lâğvettiğini’ ileri sürdü. Bahçeli, bu gelişmeyi “tarihi bir kırılma” olarak nitelendirdi.

“Kurucu Önderlik Taşın Altına Elini Koydu”

Bahçeli, PKK’nın kurucu kadrosunun süreci desteklediğini öne sürerek, “PKK’nın kurucu önderliği elini taşın altına koymuştur” dedi. Bu sözleri, örgüt içi dönüşüm iddialarının altını çizdi.

11 Temmuz’da Silahlarını Yakan Grup Örneği

Röportajda, örgütten ayrılan ve 11 Temmuz’da silahlarını ateşe vererek teslim olan bir grup PKK mensubuna da değinildi. Bahçeli bu adımı “gelinen noktanın bir göstergesi” olarak yorumladı.

SDG/YPG’nin Çağrıya Uymadığı Vurgusu

Bahçeli, Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan SDG/YPG’nin PKK’nın aksine sürece uymadığını belirtti:
“SDG/YPG henüz silah bırakmamış, 27 Şubat İmralı çağrısına riayet etmemiştir.”
Bu durumun, bölgedeki dengeleri zorlayan bir unsur olduğunu ifade etti.

“İmralı Çağrısı Tüm Yapıları Kapsıyor” Yorumuyla Noktayı Koydu

Röportajın sonunda Bahçeli, İmralı’dan yapılan çağrının yalnızca PKK’yı değil, tüm bölücü unsurları kapsadığını belirtti:
“En azından bizim anladığımız böyledir. Yorumumuz bu doğrultudadır.”

Devlet Bahçeli’nin açıklamaları, Türkiye’nin uzun yıllardır süren terörle mücadelesine ilişkin yeni bir tartışma başlattı. Özellikle PKK’nın silah bırakması, örgütün lağvedildiği iddiası ve suça karışmamış kişilere “geri dönün” çağrısı, güvenlik politikaları açısından dikkat çeken bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.

Bahçeli’nin söylemlerinde iki temel mesaj öne çıkıyor:

1. Toplumsal bütünlüğü güçlendirme vurgusu:
   Kürtlerin terörle ilişkilendirilmesinin reddi ve “hep birlikte Türkiye’yiz” mesajı, toplumsal barışa yönelik bir yaklaşım olarak görülüyor.
2. Terör örgütleri içinde ayrışma olduğu iddiası:
   PKK, SDG/YPG ve diğer aktörlerin süreçte farklı tutumlar aldığına dikkat çekilmesi, bölgesel güç dengelerinde yeni bir safhaya işaret ediyor.