AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE DEFTERİNİ KAPATTI DEMOKRASİ ve HUKUKTA İLERLEME YOK

Avrupa Birliği, 2025 genişleme stratejisinde Türkiye için “adaylık süreci durduruldu” açıklaması yaptı. “Demokrasi ve hukukta gerileme” tespitiyle birlikte, “ifade özgürlüğü ihlalleri” ve “yargı bağımsızlığının zayıflaması” gerekçeleri öne çıktı. Ankara’dan ilk tepki bekleniyor.
Avrupa Birliği (AB), 2025 genişleme raporunda Türkiye’ye yönelik sert ifadeler kullandı.
Resmi internet sitesinde yayımlanan belgede, Türkiye’nin “adaylık süreci durdurulan tek ülke” olarak işaretlenmesi dikkat çekti.
AB, kararın gerekçesini “demokrasi, hukuk devleti ve temel özgürlüklerdeki sistematik gerileme” olarak açıkladı.
Birlik, ifade özgürlüğü alanındaki cezai düzenlemelerin değiştirilmemesini ve siyasi baskıların sürmesini de “AB değerleriyle bağdaşmayan” uygulamalar olarak niteledi.
AB Haritasında Tek ‘Kırmızı Ülke’ Türkiye Oldu
AB, genişleme stratejisinde Balkan ülkelerine “ileri aşamada adaylık” statüsü verirken, Türkiye’yi “dondurulan süreç” kategorisinde kırmızı renkle işaretledi. Bu, fiilen müzakerelerin kapandığı anlamına geliyor.
2005’te Başlayan Süreçte Tarihi Kırılma Noktası
Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri 2005’te başlamış, ancak 2016’daki darbe girişimi ve ardından gelen OHAL süreciyle ilişkilerde ciddi kırılmalar yaşanmıştı. AB, o tarihten bu yana yeni fasıl açmadı.
Demokrasi ve Hukukta Gerileme Raporun Merkezinde
Rapor, yargı bağımsızlığının zayıfladığı, yolsuzlukla mücadelede ilerleme kaydedilmediği ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı tespitlerine yer verdi. Bu maddeler, Türkiye’nin ilerleme puanını en düşük seviyeye çekti.
İfade Özgürlüğü Maddeleri AB’nin Gündeminde
AB, Türk Ceza Kanunu’ndaki “hakaret” ve “terör propagandası” suçlamalarının, eleştirel basını ve akademiyi susturmak için kullanıldığını belirtti. “Bu maddeler değişmeden üyelik süreci ilerlemez” denildi.
Ankara’ya Reform Çağrısı: ‘Yargı Güvencesi Şart’
Raporda, Türkiye’nin yeniden adaylık sürecine dönmesi için “bağımsız yargı, güçler ayrılığı ve özgür medya” şartlarının sağlanması gerektiği ifade edildi. Brüksel, bu adımların “en azından demokratik normalleşmenin başlangıcı” olacağını vurguladı.
AB: ‘Siyasi Zulüm Kabul Edilemez’
“Bir Avrupa demokrasisinde eleştirmenlerin, akademisyenlerin veya gazetecilerin siyasi zulme uğraması kabul edilemez” ifadesiyle, özellikle tutuklu yazarlar ve gazetecilere dolaylı atıf yapıldı.
Balkanlara Yeşil Işık, Türkiye’ye Kapı Kapalı
AB, Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Karadağ gibi ülkelere üyelik sürecinde “teşvik” verirken, Türkiye’nin sürecinin durdurulması “coğrafi değil, politik tercih” olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Türkiye’nin “Balkan bloğunun dışında tutulduğu” yorumlarına yol açtı.
Ankara’da Diplomatik Trafik Başlayacak
Dışişleri Bakanlığı’nın kısa süre içinde AB temsilciliği üzerinden resmi yanıt vermesi bekleniyor. Kulislere göre Ankara, bu kararı “çifte standart” olarak niteleyecek. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı düzeyinde sert bir açıklama hazırlığı olduğu öğrenildi.
Uzmanlardan Uyarı: ‘Köprüleri Yakmak Değil, Onarmak Gerek’
Uluslararası ilişkiler uzmanlarına göre AB ile köprülerin tamamen atılması Türkiye’nin dış politikada yalnızlaşmasını hızlandırabilir. Uzmanlar, “Bu tabloyu değiştirmek Türkiye’nin iç reformlarına bağlı” değerlendirmesini yaptı.
Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik bu kararı, sadece teknik bir müzakere sürecinin durması değil, siyasi ve değerler temelli bir kopuşun sinyali olarak okunuyor.
AB, demokratik standartlarda ilerleme görmeden yeni bir sayfa açmayacağını açıkça ilan etti.
Ankara açısından ise bu, Avrupa ile ilişkilerde yeni bir strateji belirleme zorunluluğu anlamına geliyor.
Kritik soru şu: Türkiye, AB perspektifini yeniden canlandıracak adımları mı atacak, yoksa Avrupa defteri fiilen kapanacak mı?