ÜNİVERSİTEDE GÜVEN SARSILDI: ÖĞRENCİLER ve GENÇ ÖĞRETMENLER DOLANDIRILDI

Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde doktora öğretim görevlisi İ.A.’nın, öğrenciler ve atanamayan öğretmenleri sahte sertifika vaadiyle dolandırdığı iddiası kampüsü karıştırdı. İ.A. açığa alınırken, hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan dava açıldı.
SKANDALIN MERKEZİ: BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ
Konya’da Necmettin Erbakan Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoteknoloji Bölümü, son yılların en büyük akademik dolandırıcılık skandalıyla çalkalanıyor. Doktora öğretim görevlisi İ.A.’nın, öğrenciler ve atanamayan öğretmenlere “iş imkânı sağlama” ve “klinik çalışma sertifikası verme” vaadiyle para topladığı öne sürüldü.Klinik Sertifikası” İddiasının Arka Planı: Gerçekten Zorunlu mu?
Mağdurların ifadesine göre İ.A., bazı özel kliniklerde çalışmak için belirli eğitim modüllerinin zorunlu olduğunu söyleyerek öğrencileri ikna etti. Ancak üniversite yetkilileri, söz konusu sertifikaların YÖK veya üniversite tarafından tanınmadığını belirtti. Bu durum, vaadin tamamen kişisel bir organizasyona dayandığı şüphesini güçlendirdi.
Para Talepleri Standart Değil: 2.500 TL ile 7.500 TL Arası Değişen Ücretler
İ.A.’nın herkesten aynı miktarı talep etmediği, kişilerin aciliyetine ve ihtiyaç durumuna göre farklı rakamlar istediği belirtildi. Bu farklılık, savcılık tarafından “kişiye özel menfaat temin etme” kriteriyle değerlendirilerek suçlama dosyasına eklendi.
Ödeme Dekontları, Mesaj Kayıtları ve Görüşme Notları Dosyada
Mağdurlardan bazıları banka dekontlarını, WhatsApp yazışmalarını ve görüşme notlarını delil olarak sundu. Savcılığın bu belgeleri bilirkişi incelemesine gönderdiği öğrenildi. Bazı mesajlarda “sertifika hazır” gibi ifadelerin yer aldığı, ancak bu sertifikaların gerçekte hiç üretilmediği tespit edildi.
Hedef Kitlenin Genç Öğretmenler Olması: “İş Bulma Baskısı” Kullanıldı
İddiaya göre İ.A. özellikle atanamayan öğretmenlere, “Bu sertifika sizi öne çıkarır, sizi kliniklere yerleştirebilirim” diyerek yönlendirmede bulundu. İşsizlik baskısı yaşayan öğretmen adaylarının bu nedenle daha kolay ikna olduğu belirtiliyor.
Üniversite İçinde Uzun Süredir Şüpheler Varmış
Bazı öğrenciler, İ.A.’nın daha önce de “kayıt dışı eğitim” vaatlerinde bulunduğunu, ancak o dönem ciddi bir şikâyet olmadığı için konunun büyümediğini ifade etti. Üniversite yönetiminin geçmişte gelen uyarıları değerlendirmemiş olabileceği iddiası da soruşturmanın seyrine eklendi.
Açığa Alma Kararı: Üniversite Yönetimi Dosyayı YÖK’e Taşıyabilir
Üniversite, İ.A.’yı açığa alarak soruşturmayı derinleştirdi. İddiaların doğrulanması hâlinde dosyanın YÖK Disiplin Kurulu’na taşınması ve öğretim görevlisinin meslekten men gündeminin de söz konusu olabileceği belirtiliyor.
Mağdur Sayısı Artıyor: Resmî Şikâyet Sayısı İki Katına Çıktı
İlk aşamada yalnızca birkaç öğrencinin şikâyetçi olduğu olayda, haberlerin yayılmasıyla birlikte mağdur sayısının iki katına çıktığı, yeni başvuruların her gün geldiği belirtiliyor. Savcılığın mağdur listesini genişlettiği kaydedildi.
Bölümde Güven Krizi: Akademisyenlerin ve Öğrencilerin Moral Bozukluğu Derin
Biyoteknoloji Bölümü öğrencileri, öğretim üyelerinden biri hakkında böyle bir iddia ortaya atılmasının ders ortamında güvensizlik yarattığını belirtiyor. Diğer akademisyenler de sürecin bölüme büyük zarar verdiğini düşünüyor.
Yargı Süreci Ne Getirecek? “Nitelikli Dolandırıcılık” Suçu Ağır Bir Ceza Barındırıyor
Türk Ceza Kanunu’na göre “nitelikli dolandırıcılık”, kamu görevlisi konumundaki kişilerin yetkisini kullanarak menfaat sağlaması hâlinde daha ağır cezaları kapsıyor. İ.A.’nın, “kamu görevlisi sıfatıyla güven sağlayarak” hareket ettiği iddiası dosyanın en kritik noktalarından biri olacak.
Bu olay, Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında denetim mekanizmalarının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bir akademisyenin, üniversite adına düzenlenmeyen bir sertifikayı “zorunlu eğitim” diye sunabilmesi, hem öğrencilerin hem de genç öğretmenlerin çaresizliğinin nasıl istismar edilebildiğini gösteriyor.
Üniversitelerde sertifika, ek eğitim ve iş yerleştirme süreçlerinin tamamen şeffaf ve denetlenebilir mekanizmalara bağlanmaması hâlinde benzer olayların yaşanma ihtimali güçlü görünüyor.