TÜRKİYE’nin YARISI KIRMIZI BÖLGEDE! 45 İLDE DEPREM ALARMI

45 il ve 110 ilçe risk altında! Türkiye’nin en tehlikeli fay hatları şehir şehir açıklandı

Uzmanlar uyardı: “Bazı bölgelerde yıkıcı deprem riski hiç bu kadar yüksek olmamıştı”

Türkiye’nin güncellenen deprem haritası, 45 il ve 110 ilçenin aktif fay hatları üzerinde bulunduğunu ortaya koydu. AFAD ve MTA’nın ortak çalışmasına göre, Marmara’dan Ege’ye, Doğu Anadolu’dan Akdeniz’e kadar birçok şehir yüksek risk altında. Uzmanlar, özellikle yapı stoğu eski olan bölgelerde acil önlem çağrısı yapıyor.

AFAD ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) hazırladığı son çalışmaya göre, ülkenin büyük bir bölümü birinci ve ikinci derece deprem kuşağında yer alıyor.
Jeofizik mühendisleri, özellikle Marmara, Ege ve Doğu Anadolu bölgelerinde deprem olasılığının her geçen yıl arttığına dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, mevcut yapı stoğunun önemli bir kısmı olası sarsıntılara dayanıklı değil.

Yapılan değerlendirmelerde Türkiye’nin yüzde 70’inden fazlasının aktif fay hatları üzerinde bulunduğu, 24 ilin doğrudan, 21 ilin ise yakın geçiş hatlarında olduğu kaydedildi. 6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra yapılan zemin etütleri, riskli bölgelerin yeniden sınıflandırılmasına yol açtı.

Uzmanlar, deprem tehlikesinin sadece “aktif fay üzerinde” olmanın ötesinde, zeminin türü, yeraltı su seviyesi ve yapı kalitesiyle doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor. Buna göre, “üçüncü ve dördüncü derece riskli” olarak kabul edilen bazı illerde bile ciddi hasar potansiyeli bulunuyor.

Türkiye’nin Fay Haritası Güncellendi

AFAD ve Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü’nün (MTA) verilerine göre Türkiye genelinde 485 diri fay hattı bulunuyor. Bu hatlar, ülkenin yaklaşık yüzde 70’inin birinci veya ikinci derece deprem kuşağında yer aldığını gösteriyor.

45 İl ve 110 İlçe Doğrudan Risk Bölgesinde

Yeni haritaya göre 45 il, aktif fay hatları üzerinde. Özellikle Marmara, Ege, Doğu Anadolu ve Güneydoğu bölgeleri en tehlikeli alanlar olarak belirlendi. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Hatay, Kahramanmaraş ve Erzincan en riskli iller arasında yer aldı.

Birinci Derece Deprem Riski Taşıyan İller

İzmir, Balıkesir, Manisa, Aydın, Muğla, Denizli, Sakarya, Kocaeli, Bursa, Düzce, Hatay, Erzincan, Bingöl, Muş, Hakkari ve Osmaniye ilk sırada bulunuyor. Bu bölgelerde hem sismik hareketlilik hem de nüfus yoğunluğu riski artırıyor.

İkinci Derece Risk Grubundaki Bölgeler

Tekirdağ, İstanbul’un bazı ilçeleri, Van, Adıyaman, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Malatya, Afyon, Erzurum ve Antalya ikinci derece risk kuşağında. Uzmanlar, bu illerde yapı denetimi ve kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini vurguluyor.

Üçüncü Derece Risk Grubu

Eskişehir, Ankara, Konya, Kayseri, Sivas ve Nevşehir üçüncü derece risk bölgesinde yer alıyor. Bu illerde doğrudan fay hattı geçmese de çevresel sarsıntı etkisi yüksek. Bilim insanları, zemin sıvılaşması tehlikesine dikkat çekiyor.

En Az Riskli Bölgeler

Deprem riski en düşük olan iller arasında Sinop, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin, Kırklareli, Edirne, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Konya ve Karaman bulunuyor. Ancak uzmanlar, “Hiçbir bölge tamamen risksiz değildir” uyarısında bulunuyor.

Uzmanlardan Kritik Uyarı: “Zaman Daralıyor”

Jeofizik Mühendisleri Odası yetkilileri, özellikle Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu Fay hatlarının “enerji biriktirme sürecinin sonuna geldiğini” belirtti. “Depremin zamanı değil, hazırlığın zamanı önemli” diyen uzmanlar, kentsel dönüşümün hızlandırılması gerektiğini vurguluyor.

Büyükşehirlerde Tehlike Daha Büyük

İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Hatay gibi büyükşehirlerde hem nüfus yoğunluğu hem de eski yapı stoğu, olası bir depremin yıkıcı etkisini katlıyor. AFAD, bu illerde erken uyarı ve afet bilinci eğitimlerini artırmayı planlıyor.

Türkiye’nin Deprem Gerçeği: “Unutursak, Yine Aynı Acıları Yaşarız”

Deprem uzmanları, Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve geçmişten ders alınmazsa benzer acıların yaşanabileceğini vurguluyor. 1999 Marmara, 2020 Elazığ ve 2023 Kahramanmaraş depremleri, hazırlıksızlığın yıkıcı sonuçlarını gözler önüne serdi.

Türkiye’nin deprem risk haritası bir kez daha gösterdi ki; coğrafi kaderi değiştirmek mümkün değil, ancak alınacak önlemlerle felaketin etkisini azaltmak mümkün. Yapı denetimi, zemin etütleri, kentsel dönüşüm ve bilinçlendirme çalışmaları, gelecekte yaşanabilecek yıkımların en büyük panzehiri olacak.