ERDOĞAN–ZELENSKİY ZİRVESİ : BARIŞ İÇİN YENİ YOL HARİTASI ”İSTANBUL SÜRECİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy İstanbul’da kritik bir görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan, savaşın geldiği noktada İstanbul sürecinin yeniden canlandırılmasının diplomatik çözüm için hayati önem taşıdığını söyledi. Zelenskiy ise Türkiye’nin arabuluculuğuna “Moskova’da da anlaşılabilir bir güç” diyerek dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile İstanbul’da önemli bir zirvede bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında iki lider, hem savaşın gidişatı hem de diplomatik girişimler konusunda kritik mesajlar verdi.
Erdoğan, savaşın yıpratıcı etkilerinin derinleştiği bu dönemde Türkiye’nin 2022’de başlattığı İstanbul sürecinin yeniden devreye alınması gerektiğini vurguladı. Sürecin, “artık akut hale gelen sorunları giderecek şekilde” güncellenmesi gerektiğini belirten Erdoğan, tüm taraflara yapıcı yaklaşım çağrısı yaptı.
Zelenskiy ise Türkiye’nin diplomasisine güvendiklerini belirterek, Rusya ile savaşta Ankara’nın “ilkeli tutumunun” Ukrayna açısından kritik olduğunu söyledi. Yıl sonuna kadar esir değişimlerinin yeniden başlaması için Türkiye’nin aktif rolüne işaret etti.
Zirvenin Ana Gündemi: Çatışmanın Kritik Aşaması ve Diplomasi İhtiyacı
Ukrayna–Rusya savaşında cephe hattının sertleştiği, enerji altyapılarına yönelik saldırıların arttığı bir dönemde gerçekleştirilen görüşme, diplomatik arayışların yeniden hareketlenmesi açısından önemli bir zamanlamaya sahip.
Erdoğan’ın “İstanbul Süreci” Vurgusu: Müzakerelerin Yeniden Koordine Edilmesi
Erdoğan’ın iki kez yinelediği “İstanbul süreci” mesajı, 2022’de tarafları masaya oturtan formatın güncellenerek yeniden kullanılabileceğine işaret ediyor. Bu, Türkiye’nin arabuluculuk rolünün canlandırılması anlamına geliyor.
Sürecin Yeniden Açılma Gerekliliği: “Akut Sorunların Çözümü” Çıkışı
Cumhurbaşkanı’nın “akut hale gelen sorunlar” ifadesi, esir değişimi, tahıl koridoru ve insani koridorlar gibi tıkanmış başlıkları yeniden masaya getirmeyi amaçlıyor.
Zelenskiy’den Ankara’ya Güven Mesajı: ‘Moskova’da da Anlaşılabilir Bir Güç’
Ukrayna liderinin Türkiye’nin Moskova nezdinde de karşılığı olduğunu söylemesi, Ankara’nın iki tarafla da temas kurabilen az sayıdaki aktörden biri olduğuna işaret ediyor.
Esir Takası Gündemi: Yıl Sonuna Kadar Yeniden Başlatma Hedefi
Zelenskiy, özellikle savaş esirlerinin değişimi konusunda Türkiye’nin kilit bir rol oynadığını söyleyerek, yıl sonuna kadar yeni bir takas girişiminin planlandığını açıkladı.
Türkiye’nin Savaştaki Konumu: ‘İlkeli Tutum’ ve Stratejik Denge
Zelenskiy’nin “Türkiye’nin ilkeli tutumu bizim için önemli” sözleri, Ankara’nın hem Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunup hem de Rusya ile iletişim kanallarını açık tutan politik üslubuna dikkat çekiyor.
Bölgesel Diplomasi Dinamikleri: Ankara’nın Orta Güç Rolü
Türkiye’nin NATO üyesi olmasına rağmen Rusya ile güvenlik ve enerji konularında aktif diyaloğunu sürdürmesi, yeniden devreye alınabilecek diplomatik platformlar açısından eşsiz bir konum yaratıyor.
Tahıl Koridoru ve İnsani Yardım Hatları: Gündemin Sessiz Başlıkları
Her ne kadar basın toplantısında detaylandırılmasa da, kulis bilgilerine göre tahıl koridorunun yeniden işletilmesi ve insani yardım geçişlerinin güvenli hale getirilmesi de masadaki kritik konular arasında yer aldı.
Uluslararası Yansımalar: Batı’nın İstanbul Sürecine Yaklaşımı Ne Olacak?
Erdoğan’ın “ortaklarımızdan yapıcı yaklaşım bekliyoruz” sözü, özellikle ABD ve AB’nin İstanbul formatına verebileceği destek veya çekincelere yönelik bir mesaj niteliği taşıyor.
Erdoğan–Zelenskiy görüşmesinin en dikkat çekici yönü, Türkiye’nin savaşın diplomatik çözümünde yeniden merkezi aktör olma arayışı oldu. İstanbul sürecinin yeniden gündeme taşınması, tarafları en son aynı masa etrafında buluşturan ülke olarak Türkiye’nin arabuluculuğa geri dönme isteğini gösteriyor.
Zelenskiy’nin Türkiye’ye yönelik güçlü güven vurguları, Ankara’nın hem Moskova hem Kiev nezdindeki eşsiz konumunu teyit ediyor. Ancak sürecin fiilen yeniden başlatılabilmesi, özellikle Rusya’nın yaklaşımına ve Batı’nın bu formata vereceği desteğe bağlı olacak.
Bu görüşme, savaşın gidişatında yeni bir diplomatik pencerenin açılıp açılmayacağının belirleyicisi olabilir.