BAKAN ŞİMŞEK’ten KRİTİK AÇIKLAMA 2025 ‘te KALKINMA İÇİN 7 MİLYAR DOLAR FON

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin kalkınma hedefleri doğrultusunda 2025 yılında uluslararası kurumlardan sağlanan dış finansmanın toplamda 7 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Bu gelişme, ekonomi programına olan güvenin önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 5 Ağustos 2025 tarihinde sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye’nin kalkınma odaklı ekonomi programı kapsamında sağlanan dış finansmanın 7 milyar doları aştığını duyurdu.

Şimşek’in paylaşımına göre, bu finansmanın büyük kısmı Dünya Bankası, Asya Altyapı Yatırım Bankası (AIIB) ve diğer kalkınma kuruluşlarından uygun koşullarda temin edildi. Söz konusu kaynaklar, başta enerji altyapısının dönüşümü olmak üzere, yeşil ekonomi, dijitalleşme ve afet yönetimi gibi alanlarda kullanılmak üzere planlandı.

“Ekonomi programımıza olan güçlü güven sayesinde, 2025 yılı içinde uzun vadeli ve uygun maliyetli dış kaynak temininde önemli bir başarı sağladık. Bu kaynaklar yapısal reformlarımızı hızlandıracaktır,” ifadelerine yer verdi.

Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye 748 Milyon Dolar Destek

Bu gelişme, Dünya Bankası’nın geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin elektrik altyapısı dönüşümüne yönelik açıkladığı 748 milyon dolarlık kredi desteğiyle birlikte değerlendiriliyor. Enerji verimliliği, elektrik iletim hatlarının güçlendirilmesi ve sürdürülebilir altyapı projeleri için kullanılacak bu kaynak, dış finansman paketinin en dikkat çeken kalemlerinden biri oldu.

Ekonomik Güvenin Göstergesi

Ekonomistler, 7 milyar dolarlık dış kaynağın Türkiye’nin küresel ekonomik sisteme entegrasyonu ve piyasalarda güven ortamının güçlenmesi açısından kritik bir eşik olduğunu belirtiyor. Ayrıca uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye dair not ve görünüm değerlendirmelerinde bu gelişmenin olumlu yansımaları bekleniyor.

Türkiye’nin dış kaynak temininde ulaştığı bu seviye, yalnızca mevcut ekonomi yönetiminin başarısı değil, aynı zamanda küresel finans çevrelerinin Türkiye’ye olan ilgisinin artmakta olduğuna dair güçlü bir sinyal. Uzun vadeli yatırımlara kanalize edilecek bu fonlar, cari açığın azaltılması ve büyümenin sürdürülebilir hale gelmesi açısından da stratejik önem taşıyor.