ANKARA’ da SAHTE E-İMZA SKANDALI BÜYÜYOR

Ankara’da bazı kamu kurumu yöneticilerinin elektronik imzaları kopyalanarak sahte diploma ve sürücü belgesi düzenlendiği ortaya çıktı. Skandal boyutundaki soruşturmada 65 şüpheli daha hakkında iddianame düzenlendi. Şüpheliler için 50 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye’de elektronik imza güvenliğini sarsan ve kamu kurumlarını hedef alan sahtecilik ağına yönelik yürüttüğü soruşturmada yeni bir aşamaya geçti. Daha önce başlatılan ilk dalga operasyonun ardından, yapılan teknik incelemeler ve dijital deliller ışığında 65 kişi hakkında daha iddianame düzenlendi.

Şüphelilerin, kamu kurumlarında görevli bazı yöneticilere ait e-imzaları yasa dışı yollarla kopyalayarak, bunları sahte diploma, sürücü belgesi, sertifika ve kimlik belgeleri üretiminde kullandıkları belirlendi. Elde edilen belgelerin sahte olduğu tespit edilirken, düzenlenen iddianamede şüphelilerin, “resmî belgede sahtecilik”, “örgütlü suç”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “kamu kurumunu zarara uğratmak” suçlarından yargılanması istendi.

İddianameden Detaylar:

Savcılık, şüphelilerin organize şekilde hareket ettiğini ve sahte belgeleri yalnızca bireysel kazanç için değil, aynı zamanda bazı kişilere devlet kurumlarında işe giriş veya yükselme imkânı sağlamak amacıyla kullandığını vurguladı.
Şüphelilere isnat edilen suçlar kapsamında her biri için 10 yıldan 50 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamede şu ifadeler yer aldı:

“Şüphelilerin, kamu kurumlarında aktif görev yapan yöneticilere ait elektronik imza sertifikalarına izinsiz erişim sağladıkları, bu erişim sonrası özel yazılımlar aracılığıyla sahte belge üretimi gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir.”

Skandal Nasıl Ortaya Çıktı?

Soruşturma, geçtiğimiz yıl bir üniversite mezuniyet belgesi üzerinde yapılan incelemeyle başladı. Üniversite kayıtlarında olmayan bir öğrencinin E-Devlet’te mezun olarak göründüğü fark edilince, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı devreye girdi.
Adli Bilişim Uzmanları ve Siber Suçlarla Mücadele ekiplerinin birlikte yürüttüğü incelemede, belgelerin sahte olduğu ve elektronik imza altyapısının manipüle edildiği ortaya çıktı.

Zanlılar Nasıl Elde Etti?

Yürütülen teknik takip ve HTS kayıtları sonucunda, bazı zanlıların kamu kurumlarında çalışan tanıdıkları vasıtasıyla e-imza kartlarına geçici erişim sağladığı, bazı durumlarda ise kötü amaçlı yazılımlarla bilgisayar sistemlerine uzaktan sızarak e-imza verilerini kopyaladıkları belirlendi.
Özellikle noter, ilçe nüfus müdürlükleri ve üniversite kayıt sistemleri bu süreçte hedef alındı.

Resmî Kurumlar Harekete Geçti

Söz konusu olayın ortaya çıkmasının ardından, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve YÖK gibi çok sayıda kurumda e-imza güvenliği artırıcı önlemler alınmaya başlandı. Kamu kurumları, e-imza cihazlarının kullanımında ikinci aşamalı doğrulama sistemlerine geçiş için hazırlıklarını sürdürüyor.

Uzmanlardan Uyarı: Dijital Güvenlik Hayati Önemde

Siber Güvenlik Uzmanı Dr. Hakan Kılıç, yaşanan olayın sadece bireysel değil, kurumsal güvenliği de tehdit ettiğini belirtti:

“Elektronik imza artık sadece belge onayı değil, dijital vatandaşlık yetkisidir. Bu gibi vakalar, kamunun siber altyapısının ne kadar kırılgan olabileceğini ortaya koyuyor. E-imza cihazlarının kullanımına yönelik eğitimler ve teknik kontroller artmalı.”

Yargı Süreci Başlıyor

65 kişiye yönelik hazırlanan bu yeni iddianameyle birlikte dosyada toplam sanık sayısı 90’a yaklaştı. Davanın ilk duruşması önümüzdeki aylarda Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak.
Mahkeme, kamu görevlisi olup e-imzası kopyalanan yöneticilerin de ifadelerine başvuracak.

Bu dava, Türkiye’de dijital belge güvenliği, kamu verilerinin korunması ve sahteciliğe karşı yargı refleksi açısından önemli bir sınav niteliğinde. Hem bireysel kullanıcıların hem de devlet kurumlarının e-imza ve dijital sistemlerde çok daha dikkatli olması gerektiği bir kez daha gündeme geldi.