BİNLERCE ZEYTİNLİK TEHLİKEDE MADENCİLİK İÇİN KANUN DEĞİŞTİ


Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen yeni düzenlemeyle, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin önü açıldı. Karar, çevre örgütlerinden ve muhalefetten sert tepkiler aldı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan oylama sonucu, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerinin önünü açan yasa teklifi kabul edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından desteklenen düzenleme, “kamu yararı” gerekçesiyle zeytinlik sahaların madencilik projelerine tahsis edilmesini mümkün kılıyor.
Yeni yasa, zeytinliklerin madencilik için geçici olarak kaldırılabileceğini ve faaliyet sonrasında “rehabilitasyon” yapılması şartıyla yeniden eski haline getirilebileceğini öngörüyor. Ancak çevre hukukçuları ve ziraat mühendisleri, zeytinliklerin bir kez tahrip edilmesinin geri döndürülemeyecek doğal kayıplara neden olacağını savunuyor.
Muhalefet partileri, düzenlemenin zeytinlikleri fiilen ortadan kaldıracağını ileri sürerek geri çekilmesini talep etti. CHP Grup Başkanvekili konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu sadece bir çevre katliamı değil, aynı zamanda tarıma ve köylüye vurulan ağır bir darbedir” ifadelerini kullandı.
Öte yandan çevre örgütleri, kararı protesto etmek için eylemler düzenlemeye hazırlanıyor. Sosyal medyada başlatılan #ZeytinimeDokunma etiketi kısa sürede gündem oldu. Türkiye’nin birçok ilindeki zeytin üreticileri ise geçim kaynaklarının tehdit altında olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar, Türkiye’nin Akdeniz ikliminde zeytinin stratejik bir ürün olduğuna dikkat çekerek, yasa yürürlüğe girerse hem gıda güvenliği hem de iklim direnci açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
Yeni yasanın Resmî Gazete’de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girmesi bekleniyor. Ancak tartışmaların önümüzdeki günlerde daha da büyümesi ve kararın Anayasa Mahkemesi’ne taşınması ihtimali gündemde.
Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılması, çevreyle ekonomi arasındaki hassas dengenin bir kez daha sorgulanmasına neden oldu. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu adımın, tarım politikaları ve sürdürülebilirlik anlayışı açısından uzun vadede ne gibi etkiler doğuracağı yakından izlenecek.