CAN YAMAN’ın SEVGİLİİ SARA BLUMA’ dan ŞOK İTİRAF

Ünlü oyuncu Can Yaman’ın sevgilisi DJ Sara Bluma, sosyal medyada paylaştığı kanlar içindeki görüntüleriyle gündem yarattı. Bluma, çocuğunun babasından şiddet gördüğünü açıklayarak “Artık susmayacağım” dedi.
İtalya’da DJ ve yapımcı olarak tanınan Sara Bluma, ünlü Türk oyuncu Can Yaman ile yaşadığı ilişkiyle sıkça gündeme gelmişti. Ancak bu kez kamuoyunun karşısına çok farklı ve çarpıcı bir iddiayla çıktı. Kendi sosyal medya hesabından yüzü kanlar içinde çekilmiş bir fotoğrafını paylaşan Bluma, şiddete uğradığını ve daha fazla sessiz kalmayacağını duyurdu.
Bluma açıklamasında, “Yıllarca sustum, çünkü çocuğumun geleceğini düşündüm. Ama artık susmayacağım. Bu sadece benim yaşadığım bir olay değil, milyonlarca kadının her gün karşılaştığı sistematik şiddetin bir örneği,” sözleriyle yaşadığı travmatik süreci anlattı.
Sara Bluma, bahsettiği şiddetin failinin çocuğunun babası olduğunu belirtirken, uzun süredir fiziksel ve psikolojik baskı altında kaldığını da iddia etti. Ayrıca, çocuğuyla iletişim kurmasının engellendiğini ve bu konuda yasal süreç başlattığını ifade etti.
Bluma’nın ifadeleri sadece sosyal medyada değil, İtalya ve Türkiye basınında da geniş yankı buldu. Paylaşımlarında adalet arayışını sürdüreceğini ve diğer kadınlara cesaret vermek istediğini vurgulayan Bluma, şiddet karşıtı dayanışma çağrısı yaptı.
Öte yandan ünlü oyuncu Can Yaman da partnerine destek mesajı yayınladı. “Seni seviyorum ve yanındayım” mesajıyla Bluma’nın yanında olduğunu belirten Yaman, yaşananlara sessiz kalmayacağını gösterdi.
Kadına Şiddete Karşı Sessiz Kalma Çağrısı
Sara Bluma’nın bu çıkışı, Avrupa’da kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında yürütülen kampanyalara destek olarak değerlendirildi. Bluma’nın yaşadıkları, sanat ve medya dünyasında kadınların maruz kaldığı görünmeyen baskıların bir kez daha gündeme gelmesine neden oldu.
Sara Bluma’nın cesur çıkışı, kadına yönelik şiddetin her sınıf ve coğrafyada yaşanabileceğini bir kez daha ortaya koyuyor. Bu tür açıklamalar hem kamuoyunda farkındalık yaratıyor hem de sessiz kalan birçok mağdura cesaret veriyor. Ancak en önemlisi, adalet sisteminin bu tür vakalara hızlı ve etkin şekilde müdahale etmesinin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.