TRUMP RESTİ ÇEKTİ, İRAN GERİ ADIM ATMADI


Donald Trump’ın nükleer program nedeniyle yaptığı “vururuz” çıkışına Tahran’dan gelen net yanıt, bölgedeki tansiyonu yeniden yükseltti. Taraflar bir yandan mesajlarını sertleştirirken diğer yandan diplomasi ihtimalini tamamen dışlamıyor.
ABD’nin eski başkanı ve Cumhuriyetçilerin 2024 seçimlerindeki güçlü adayı Donald Trump, İran’ın nükleer programına ilişkin yaptığı son açıklamayla dikkatleri yeniden Orta Doğu’ya çevirdi. Trump, seçim kampanyasında yaptığı konuşmasında, “İran uranyum zenginleştirmeye devam ederse hedef alırız. Ve bu sefer daha sert olur” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, Washington’un İran politikasında yeniden saldırgan bir tonun devreye girebileceğine dair endişeleri artırdı. Özellikle Trump’ın yeniden seçilmesi halinde Ortadoğu’da askeri müdahale ihtimalinin artacağı yorumları yapılıyor.
İran’dan gelen yanıt ise beklenenden daha kararlı oldu. Tahran yönetimi adına konuşan üst düzey bir yetkili, “Hiçbir dış baskı, İran halkının barışçıl nükleer haklarından vazgeçmesini sağlayamaz” diyerek Trump’a doğrudan yanıt verdi. Yetkili ayrıca, müzakereye açık olduklarını ancak bu diyaloğun ön koşulunun tehdit diliyle değil, karşılıklı saygıyla kurulması gerektiğini belirtti.
İki tarafın açıklamaları karşılıklı diplomasi yerine caydırıcılık mesajlarını içerirken, uzmanlar bu durumu “kontrollü bir restleşme” olarak yorumluyor. Taraflar doğrudan çatışma istemese de, karşı tarafın zayıflık göstermesini bekleyerek baskı kurmayı sürdürüyor.
Ortadoğu’daki kırılgan güvenlik dengeleri göz önüne alındığında, bu tür açıklamaların sahada yeni gerilimleri tetiklemesi olası görülüyor. İran’ın sınır ötesi ittifakları, ABD’nin bölgedeki üsleri ve İsrail’in güvenlik endişeleri gibi unsurlar dikkate alındığında, tarafların her sözü yalnızca diplomatik değil, askeri riskler de barındırıyor.
Sonuç olarak; Trump’ın sert açıklamaları ve İran’ın kararlı yanıtı, 2025 yazında Ortadoğu’nun yeniden kritik bir eşiğe yaklaştığını gösteriyor. Önümüzdeki günlerde iki ülkenin nasıl bir pozisyon alacağı, bölgedeki barış arayışının kaderini belirleyebilir.