TÜRKİYE ‘de ESTETİK PATLAMASI


Türkiye’de son 5 yılda estetik operasyonlara yönelik talep hızla arttı. Burun estetiği, çene dolgusu ve yüz gerdirme işlemleri yalnızca güzellik değil, artık özgüven ve sosyal kabullenişin de bir parçası haline geldi. Uzmanlar hem fiziksel hem psikolojik sonuçlara dikkat çekiyor.
Son yıllarda estetik uygulamalara olan ilgi Türkiye’de gözle görülür biçimde artış gösterdi. Yapılan saha araştırmalarına göre, özellikle büyük şehirlerde yaşayan her 5 kişiden biri yaşamında en az bir kez estetik işlem yaptırmış durumda.
Estetik tercihler arasında öne çıkan uygulamalar şu şekilde sıralanıyor:
- Burun estetiği (rinoplasti)
- Dudak ve çene dolgusu
- Göz kapağı estetiği (blefaroplasti)
- Yüz gerdirme (mezoterapi ve ip askı teknikleri)
- Liposuction ve karın germe
Özellikle 25-40 yaş arası kadınlar ve 20’li yaşlardaki erkekler arasında “görsel özgüven” temelli başvuruların yükseldiği belirtiliyor.
Sosyal Medyanın Rolü
Estetik talebindeki artışta sosyal medyanın etkisi büyük. Filtreli fotoğraflar, kusursuz yüz algısı ve “öncesi-sonrası” paylaşımları, özellikle genç yaş grubunu hızlı karar almaya itiyor. Plastik cerrahlar bu konuda sık uyarıda bulunuyor:
“İdeal güzellik algısı tamamen dijitalleşti. Genç bireyler, gerçekçi olmayan hedeflerle bıçak altına yatmak istiyor. Önce ruh sağlığı, sonra fiziksel müdahale düşünülmeli.”
Uzman Görüşü
Estetik Cerrah Prof. Dr. M. Gültekin:
“Estetik operasyon, doğru nedenlerle yapıldığında bireyin psikolojik ve sosyal yaşamında ciddi pozitif etkiler sağlar. Ancak acele karar, eksik bilgilendirme ya da taklit isteği olumsuz sonuçlara yol açabiliyor.”
Estetikte Yasal Denetim Sorunu
Uzmanlar, “merdiven altı” uygulamalara karşı daha sıkı denetim çağrısı yapıyor. Sosyal medya fenomenleri üzerinden ruhsatsız dolgu veya botoks işlemlerinin yaygınlaştığı, halk sağlığını tehlikeye attığı ifade ediliyor. Bakanlık ise son dönemde lisanssız işlemlerle ilgili cezai süreci hızlandırmış durumda.