ABD Başkanı Donald Trump ile Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro arasındaki telefon görüşmesi, Trump’ın Maduro’ya “Hemen istifa et ve ülkeyi terk et” dediği iddiasıyla gündem oldu. Görüşme, iki ülke arasındaki gerilimi yeni bir boyuta taşıdı.

ABD Başkanı Donald Trump ile Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro arasında geçtiğimiz hafta gerçekleştiği bildirilen telefon görüşmesi, uluslararası kamuoyunda dikkat çekti. Miami Herald’ın haberine göre görüşme kısa sürede tıkandı. Kaynaklar, Maduro’nun serbest seçimlere izin verilmesi karşılığında Venezuela ordusunun kontrolünün kendisinde kalmasını talep ettiğini iddia etti.

Trump’ın, Maduro’ya ve yakın çevresine güvenli çıkış imkânı sunabileceğini, ancak bunun hemen gerçekleşmesi gerektiğini söylediği belirtildi. Habere göre Trump, Maduro ve eşi Cilia Flores ile oğlunun ülkeyi güvenli şekilde terk edebileceğini, ancak taleplerindeki küresel affı reddetti. Trump, görüşmenin gerçekleştiğini doğrularken detaylar hakkında bilgi vermekten kaçındı.

Görüşmenin ardından Venezuela yönetimi, Trump’ın 29 Kasım’da Venezuela ve çevresindeki hava sahasının kapatılacağını açıklamasına tepki göstererek, egemenliğinin ihlal edildiğini belirtti ve durumu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütüne (ICAO) taşıdı.

Telefon Görüşmesinin Ayrıntıları Ortaya Çıkıyor

Trump ile Maduro arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesinin ayrıntıları, Miami Herald tarafından kaynaklara dayandırılarak kamuoyuna aktarıldı. Görüşmenin kısa sürede tıkandığı belirtilirken, iki lider arasında diplomatik olarak hassas bir görüşmenin yaşandığı anlaşılıyor. Taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, görüşmenin daha baştan çıkmaz noktasına gelmesine yol açtı.

Trump’ın Açık ve Sert Mesajı

Trump, haberlere göre Maduro’ya doğrudan “Hemen istifa et ve ülkeyi terk et” mesajını iletti. Bu ifade, ABD’nin Venezuela yönetimine karşı tavrını net şekilde ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu mesajın sadece siyasi bir uyarı değil, aynı zamanda Maduro’yu iktidardan çekilmeye zorlayan bir diplomatik hamle olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor.

Maduro’nun Talepleri Görüşmeyi Tıkadı

Maduro’nun serbest seçimler karşılığında ordunun kontrolünün kendisinde kalmasını talep ettiği iddia ediliyor. Bu talep, iki lider arasında görüşmeyi tıkayan ana unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Venezuela’da ordu üzerindeki kontrol, ülke siyaseti için kritik bir güç unsuru olarak biliniyor.

Küresel Af Talebi Trump Tarafından Reddedildi

Maduro’nun kendisi ve yakın çevresi için “küresel af” talep ettiği ifade edildi. Trump, bu talebi reddederek yalnızca güvenli çıkış imkânı sunabileceğini belirtti. Bu durum, ABD’nin Maduro’nun eylemlerini kabul etmeyeceğini ve siyasi çözüm için yalnızca sınırlı bir fırsat sunduğunu gösteriyor.

Güvenli Çıkış Önerisi ve Koşulları

Trump, Maduro, eşi Cilia Flores ve oğluna ülkeyi güvenli şekilde terk etme olanağı sunabileceğini, ancak bunun hemen gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Bu teklif, diplomatik bir uzlaşma olasılığı olarak sunulsa da, hemen uygulanması şartı iki taraf arasında ciddi bir zaman baskısı oluşturuyor.

Trump Görüşmeyi Doğruladı

ABD Başkanı, gazetecilere yaptığı açıklamada görüşmenin gerçekleştiğini doğruladı ancak ayrıntılara girmedi. “Görüşmenin iyi ya da kötü geçtiğini söyleyemem” ifadesi, sürecin belirsizliğini koruduğunu ve diplomatik hassasiyetin sürdüğünü gösteriyor.

Venezuela Yönetimi Sessizliğini Koruyor

Venezuela yönetiminden görüşmeye dair resmi bir açıklama henüz gelmedi. Bu sessizlik, hem görüşmenin içeriğine dair belirsizliği artırıyor hem de uluslararası gözlemcilerin spekülasyon yapmasına neden oluyor. Maduro’nun açıklama yapmaması, görüşmenin çıkmazda olduğunu düşündürüyor.

Hava Sahası Krizi ve Uluslararası Tepkiler

Trump, 29 Kasım’da Venezuela ve çevresindeki hava sahasının kapatılacağını açıklamıştı. Venezuela bu adımı egemenlik ihlali olarak değerlendirdi ve durumu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütüne (ICAO) taşıdı. Bu gelişme, ABD–Venezuela ilişkilerinde yeni bir kriz boyutu oluşturdu.

ABD–Venezuela Gerilimi Yeni Boyuta Taşındı

Telefon görüşmesinin detayları ve hava sahası gerilimi, iki ülke arasındaki diplomatik çatışmayı derinleştirdi. Uzmanlar, bu sürecin kısa vadede daha karmaşık hale gelebileceğini ve bölgesel politik dengeleri etkileyebileceğini vurguluyor. Hem ABD hem de Venezuela tarafının hamleleri, önümüzdeki günlerde uluslararası kamuoyu tarafından yakından izlenecek.

Trump ile Maduro arasındaki telefon görüşmesi ve iddia edilen diyaloglar, Venezuela’daki siyasi krizi uluslararası boyuta taşıdı. ABD’nin sert mesajı, Venezuela’nın iç politikasına müdahale algısını güçlendirirken, Maduro’nun taleplerinin reddedilmesi iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. Hava sahası gerilimi ve güvenli çıkış önerileri, sürecin diplomatik açıdan hassas bir noktada olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki günlerde tarafların atacağı adımlar, hem bölgesel hem de küresel politik dengeleri etkileyebilir.