22 Haziran’dan bu yana tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı, “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla yargılandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Altaylı’nın tutukluluk halinin devamına hükmetti.

Gazeteci Fatih Altaylı, “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasıyla yargılandığı davanın bugün görülen duruşmasında 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. 22 Haziran’dan bu yana tutuklu bulunan Altaylı için mahkeme, tahliye taleplerini reddederek tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Duruşma savcısı celse arasında sunduğu mütalaasında Altaylı’nın 5 yıldan az olmamak üzere hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etmiş, ayrıca tutukluluk halinin devamı yönünde görüş bildirmişti. Mahkeme heyeti, yapılan savunmaların ardından Altaylı hakkında 4 yıl 2 ay hapis cezası vererek savcılığın talebi doğrultusunda kararını açıkladı

Dava Sürecinin Arka Planı: Suçlamaya Giden Yol

Fatih Altaylı hakkında “Cumhurbaşkanını tehdit” suçlamasının hangi ifadelerden doğduğu kamuoyunda tartışma konusu olmuştu. İddianamede, Altaylı’nın belirli bir tarihli yayındaki sözlerinin “tehdit kastı taşıdığı” iddia edildi. Savcılık, ifadelerin bağlamından kopmadığını ve doğrudan Cumhurbaşkanı’na yönelik bir tehdit niteliğinde olduğunu savundu. Altaylı ise sözlerinin siyasi eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek suçlamayı reddetti.

İddianamenin İçeriği ve Savcılığın Hukuki Gerekçesi

İddianamede Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi değil, doğrudan “tehdit” maddesi esas alındı. Bu yönüyle dava emsal niteliği taşıyor. Savcı, mütalaasında suçun “basın yoluyla işlendiğini”, kamuya açık bir platformda yapıldığı için etkisinin daha ağır olduğunu belirtti. Mütalaada, sanığın “kamuoyunda bilinirliğinin yüksek olması nedeniyle sözlerinin etkisinin daha geniş kitlelere ulaştığı” da vurgulandı.

Savcının 5 Yıldan Az Olmamak Üzere Ceza Talebi: Gerekçeler

Savcı, tehdit suçunun “nitelikli hâl” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek en az 5 yıl ceza talep etti. Bu talep, tehdit eyleminin “devletin en üst makamına yönelik olması” nedeniyle ağırlaştırılmış bir değerlendirmeye dayanıyor. Savcılık ayrıca, Altaylı’nın ifadelerinin “muğlak ama tehdit kastı taşıyan yorumlara açık olduğunu” belirterek cezayı alt sınırın üzerinde talep etti.

Altaylı’nın Savunması: ‘Siyasi Eleştiri Hakkı’ Vurgusu

Fatih Altaylı duruşmada yaptığı savunmada, sözlerinin tehdit amacıyla söylenmediğini, yıllardır gazetecilik faaliyeti yürüttüğünü ve kamu yararı çerçevesinde değerlendirme yaptığını söyledi. Altaylı, suçlamayı “ifade özgürlüğü üzerindeki baskıların devamı” olarak nitelendirerek “Bir gazetecinin eleştirisi tehdit olarak yorumlanırsa, ifade özgürlüğü tamamen fonksiyonunu yitirir.” açıklamasını yaptı.

Mahkemenin 4 Yıl 2 Ay Hapis Kararı: İndirimsiz Hüküm Tartışması

Mahkeme, savcının 5 yıldan az olmayan ceza talebine rağmen 4 yıl 2 ay ceza verdi. Kararda herhangi bir iyi hâl indirimi uygulanmadığı belirtildi. Mahkeme heyetinin, karar gerekçesinde “sanığın savunmalarının inandırıcı bulunmadığı” ve “eylemin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği” yönünde ifadeler kullanacağı tahmin ediliyor. Gerekçeli kararın açıklanması yargı sürecine ışık tutacak.

Tutukluluk Hâlinin Devamı: Nedenleri ve Hukuki Tepkiler

Mahkeme, Altaylı’nın tutukluluk hâlinin devamına karar verirken “kaçma şüphesi” ve “delilleri etkileme ihtimali” gerekçelerini sundu. Ancak Altaylı’nın avukatları, müvekkillerinin sabit ikametgâhı olduğunu, kamuoyu önünde yaşayan bir gazeteci olarak kaçma ihtimalinin bulunmadığını dile getirdi. Karar, hukuk çevrelerinde “ölçülülük ilkesine aykırı” olduğu gerekçesiyle eleştirildi.

Kararın Kamuoyu ve Basın Dünyasındaki Yankıları

Karar açıklanır açıklanmaz sosyal medyada geniş yankı buldu. Basın meslek örgütleri, gazetecilerin ifade özgürlüğüne yönelik baskıların arttığı yönünde açıklamalar yaptı. Bazı gazeteciler kararın “yeni bir dönüm noktası” olduğunu belirtirken, hükümete yakın çevreler ise mahkemenin bağımsız bir karar verdiğini savundu.

Siyasi Partilerin Tepkileri ve İfade Özgürlüğü Tartışması

Muhalefet partileri kararı sert bir dille eleştirerek bunun “yargının siyasi bir araç hâline getirildiğinin göstergesi” olduğunu ileri sürdü. İktidar temsilcileri ise “hiç kimsenin Cumhurbaşkanı’na tehditte bulunamayacağı, bunun demokratik hukuk devleti sınırları içinde kabul edilemez olduğu” yönünde açıklama yaptı. Kararın, yaklaşan siyasi gündem içinde daha da büyüyen bir tartışma yaratması bekleniyor.

İstinaf ve Olası Yargı Yolları: Süreç Nasıl İşleyecek?

Altaylı’nın avukatları, kararın istinaf mahkemesine taşınacağını açıkladı. İstinaf incelemesinin ardından karar ya onanacak ya da bozularak yerel mahkemeye geri gönderilecek. Bazı hukukçular, dosyanın “tehdit suçu kapsamında değerlendirilmesinin tartışmalı olduğunu” belirterek istinafta kararın bozulabileceğini savunuyor. Olumsuz sonuç durumunda dosya Yargıtay’a taşınabilecek.

Fatih Altaylı hakkında verilen 4 yıl 2 ay hapis cezası, Türkiye’de ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Savcının talep ettiği cezadan daha düşük bir ceza verilmiş olsa da mahkemenin tutukluluk halinin devamına hükmetmesi dikkat çekti. Kararın hem hukuki hem de siyasi arenada geniş yankı uyandırması bekleniyor. Sürecin, istinaf mahkemesinde nasıl bir seyir izleyeceği kamuoyu tarafından yakından izlenecek.