DEM’den CHP’ye “İMRALI” TEPKİSİ

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, TBMM’deki süreç komisyonunun İmralı’ya yapacağı ziyarete CHP’nin katılmama kararını “talihsiz ve üzücü” sözleriyle eleştirdi. Öcalan’ın silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısının “tarihi” bir kırılma olduğunu vurgulayan Bakırhan, “CHP cesur olmalı, risk almalı” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te kurulan süreç komisyonunun İmralı’ya gerçekleştirmesi beklenen ziyaret, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki silah bırakma çağrısı ve CHP’nin komisyona katılmama kararı hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.
Bakırhan, CHP’nin tutumunu “Cumhuriyet’in kurucu partisine yakışmayan bir geri çekilme” olarak değerlendirirken, sürecin Türkiye için “yeni bir sayfa” olabileceğini belirtti.
“CHP’nin geri çekilmesini talihsiz buluyorum” – Siyasi dengelerde beklenmedik kırılma
Bakırhan, CHP’nin komisyon çalışmasına katılmama tutumunun hem Meclis aritmetiği hem de kamuoyu beklentileri açısından şaşkınlık yarattığını belirtti.
“Bu tartışmayı hem gereksiz hem de talihsiz buluyorum” diyen Bakırhan, CHP’nin kritik süreçlerde sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söyledi.
Ayrıca CHP’nin kararının, komisyonun meşruiyeti ve temsil gücü üzerinde “zayıflatıcı etki” yarattığını ifade etti.
“Kurucu parti çözümde de rol almak zorunda” – Tarihsel rol hatırlatması
Bakırhan, Cumhuriyet’in kurucu partisi olan CHP’nin, Türkiye’nin en uzun soluklu güvenlik ve siyasal sorunlarından birinde sorumluluk almamasının toplumsal hafızada olumsuz bir yer kazanacağını vurguladı.
“Yüzyıllık meselenin içinde rolü olan bir parti, çözümde de sorumluluk almalıdır” sözleriyle, CHP’nin tarihsel misyonuna gönderme yaptı.
Bakırhan’a göre CHP’nin bu süreçten uzak durması sadece siyasi değil, etik bir tartışma da yaratıyor.
“Siyaset cesaret işidir, risk alınmalı” – Muhalefete yöneltilen stratejik eleştiri
Bakırhan, Türkiye’de çözüm süreçlerinin “yüksek risk ve yüksek sorumluluk” gerektirdiğini belirterek, CHP’nin iktidar hedefi varsa bu sınavdan kaçamayacağını ifade etti.
“Toplum size iktidar sorumluluğu veriyorsa, zor başlıklardan kaçamazsınız” diyerek, CHP’nin temkinli politikasının uzun vadede seçmen nezdinde güven kaybına yol açabileceğini savundu.
“1 Ekim’den bu yana çok tarihi adımlar atıldı” – Kapalı kapılar ardındaki diplomasi
Bakırhan, 1 Ekim’de başlayan sürecin sandıktan çıkan tabloya göre şekillendiğini ve süreç boyunca hem devlet hem de siyasi aktörler arasında yoğun temaslar yapıldığını belirtti.
Kamuoyuna açıklanmayan bazı görüşmelerde “yapıcı sinyaller” alındığını söyleyen Bakırhan, Türkiye’nin 40 yılı aşan silahlı çatışma dönemini kapatabilecek bir eşikte olduğuna dikkat çekti.
“Öcalan’ın çağrısı ezber bozan bir dönüm noktasıdır” – Silahsızlanma sahasında beklenmeyen çıkış
Bakırhan, Öcalan’ın 27 Şubat tarihli açıklamasının hem örgüt içinde hem de uluslararası gözlemcilerde etkili bir yankı uyandırdığını söyledi.
“Toplumun yüzde 90’ının beklemediği bir çıkış” diyerek, çağrının hem ton hem içerik olarak uzun zamandır görülmeyen bir kararlılık taşıdığını belirtti.
Bu çağrının özellikle silahlı hareketle ilişkili çevrelerde “yeni bir yön arayışı” başlattığını ifade etti.
“Mutabakat olmadan yapılan çağrı sürecin ciddiyetini gösteriyor” – Diyalog kanallarında yeni yöntem
Bakırhan, Öcalan’ın herhangi bir anlaşma veya resmi protokol olmadan silahsızlanma ve örgütün feshi yönünde irade ortaya koymasının süreç açısından kritik bir eşik olduğunu söyledi.
Bu adımın, sürecin “gizli pazarlık” iddialarını boşa çıkaran bir niteliğe sahip olduğunu dile getirdi.
“Bu çağrı, kendi başına tarihi bir irade beyanıdır” sözleriyle Öcalan’ın rolünü öne çıkardı.
“Türkiye’ye karşı silah devri kapanıyor” – Güvenlik politikalarında büyük değişim sinyali
Bakırhan, silahlı faaliyetin tamamen durdurulmasının devlet kurumlarında ve toplumun geniş kesimlerinde yeni bir güvenlik iklimi yaratabileceğini ifade etti.
“Silahların tamamen susması, Türkiye’nin iç barışında en kritik kırılmadır” dedi.
Bu gelişme gerçekleşirse hem ekonomik kalkınma hem de normalleşme süreçlerinin hızlanacağını savundu.
“Silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi ikinci aşamayı başlatacak” – Geçmiş süreçlerle karşılaştırmalı analiz
Bakırhan, örgüte bağlı güçlerin sınır dışına çıkarılmasının çözüm sürecinin “fiziki güvenlik aşaması” olduğunu belirtti.
2013–2015 yıllarındaki çekilme girişiminin yarım kalmasının önemli dersler içerdiğini söyleyerek, bu kez sürecin daha kontrollü ve uluslararası gözlem kapasitesiyle yürütülebileceğini ifade etti.
“Bu aşama başarıyla yönetilirse siyasi normalleşme hızlanır” değerlendirmesinde bulundu.
“DEM Parti çözüm için masada kalmaya kararlı” – Siyasi irade vurgusu
Bakırhan, partisinin sürecin tüm aşamalarında aktif rol almaya hazır olduğunu söyledi.
DEM Parti’nin hem komisyon hem de yerel temsil düzeyinde katkı sunmak istediğini belirten Bakırhan, sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini de vurguladı.
“Biz yapıcıyız, sürecin ilerlemesi için üzerimize düşeni yapacağız” dedi.
Bakırhan’ın açıklamaları, hem iktidar hem muhalefet üzerinde yeni bir baskı kuran siyasi bir çerçeve sunuyor.
Sürecin merkezinde CHP’nin tavrı bulunuyor:
- Katılmama kararı, muhalefet içindeki stratejik ayrışmayı büyütebilir.
- Katılım ise, partinin uzun süredir mesafeli durduğu Kürt meselesinde yeni bir konumlanma anlamına gelir.
Öcalan’ın çağrısının “resmi mutabakat olmadan” gelmesi, hem devlet hem siyasi partiler üzerinde yeni bir sorumluluk alanı doğuruyor.
Eğer süreç ilerlerse Türkiye, çatışmasızlık, siyasal normalleşme ve ekonomik rahatlama açısından yeni bir döneme adım atabilir.