PKK, SURİYE ORDUSUNA ENTEGRE EDİLİYOR -ANKARA’dan İLK TEPKİ GELDİ


Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG), Şam yönetimiyle yeni bir mutabakata vardığını duyurdu. SDG elebaşı Mazlum Abdi, “Yeni Suriye Ordusu’nun temel gücü olacağız” dedi. Görüşmelere ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın da katıldığı öğrenildi.
Suriye’nin kuzeyinde fiili kontrol alanı oluşturan PKK/YPG unsurları, Şam yönetimiyle yürütülen yeni temaslarda dikkat çekici bir adım attı. SDG elebaşı Mazlum Abdi, Suriye yönetimiyle “yeni bir süreç” başlattıklarını açıklayarak, “Biz de yeni Suriye Ordusu’nun temel gücü olarak rol alacağız” ifadelerini kullandı.
7 Ekim’de Şam’da yapılan görüşmede, SDG heyeti ile Suriye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ahmet Şara bir araya geldi. Görüşmede ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın da yer aldığı bildirildi.
Abdi, daha önce 10 Mart’ta imzalanan ancak uygulanmayan mutabakatın yeniden gündeme geldiğini, yakın zamanda yeni bir SDG heyetinin tekrar Şam’a gideceğini açıkladı.
SDG–Şam hattında “yeni dönem” vurgusu
Mazlum Abdi’nin açıklamaları, uzun süredir donmuş durumda olan SDG–Şam diyaloğunda yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. SDG kaynakları, “askeri entegrasyon” konusunun artık somut biçimde masada olduğunu belirtiyor.
10 Mart mutabakatı yeniden gündemde
2024’ün Mart ayında Şam yönetimi ile SDG arasında imzalanan, ancak sahadaki anlaşmazlıklar nedeniyle uygulanamayan mutabakat, yeni görüşmelerde tekrar ele alındı. O mutabakat, SDG unsurlarının Suriye ordusu bünyesine “özel statüyle” dahil edilmesini öngörüyordu.
ABD gözetiminde kritik görüşme
Şam’daki toplantıya ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın katılması dikkat çekti. Barrack’ın, “IŞİD’le mücadele” bahanesiyle bölgede kalıcı ABD varlığını meşrulaştırmak istediği değerlendiriliyor. Bu durum, Washington’ın Şam–SDG yakınlaşmasını perde arkasından yönettiği yorumlarına yol açtı.
Mazlum Abdi: “Tüm Suriye’de görev yapacağız”
Teröristbaşı Mazlum Abdi, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Artık sadece kuzeyde değil, tüm Suriye topraklarında görev yapacağız. Yeni Suriye Ordusu’nun omurgası biz olacağız” dedi. Bu sözler, örgütün ülke genelinde meşruiyet kazanma hedefini açıkça ortaya koydu.
Şam yönetimi denge siyaseti izliyor
Suriye yönetimi, Rusya ve İran’ın baskısı altında, kuzeydeki ABD etkisini dengelemek için SDG ile teması sürdürmeye çalışıyor. Ancak Şam’ın, SDG’ye “bağımsız statü” tanıma konusunda temkinli davrandığı belirtiliyor.
Türkiye gelişmeleri yakından izliyor
Ankara, SDG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesi planını “terörün meşrulaştırılması” olarak değerlendiriyor. Güvenlik kaynakları, olası bir entegrasyonun Türkiye’nin sınır güvenliği açısından ciddi risk oluşturacağını vurguluyor.
Rusya’nın tavrı: Kontrollü iş birliği
Moskova’nın, SDG–Şam diyaloğuna sınırlı destek verdiği, ancak ABD etkisinin artmasından endişe ettiği belirtiliyor. Rus kaynaklara göre Kremlin, bu süreci “terör örgütünün meşruiyet kazanması değil, Şam’ın toprak egemenliğini güçlendirmesi” olarak okumak istiyor.
Bölgesel dengeler yeniden şekilleniyor
SDG’nin “Suriye ordusuna katılma” iddiası, bölgesel denklemde yeni kırılmaları beraberinde getirdi. İran, Şam’ın bu adımına ihtiyatlı yaklaşırken, Türkiye ve Irak merkezi hükümeti sürecin bölgesel istikrarsızlığı derinleştireceği görüşünde.
PKK/YPG’nin Şam yönetimiyle “entegrasyon” süreci, Suriye’deki iç savaşın 14. yılında yeni bir jeopolitik denge arayışını işaret ediyor. ABD’nin gözetiminde yürütülen temaslar, bir yandan Şam’ın toprak bütünlüğünü güçlendirme iddiasını öne çıkarırken, diğer yandan terör örgütüne siyasi ve askeri meşruiyet kazandırma riskini taşıyor.
Türkiye açısından bu süreç, sınır hattında “devletleşen terör yapılanması” tehlikesini artırabilir. Uzmanlar, Şam’ın kısa vadede SDG’ye sınırlı askeri statü tanısa bile uzun vadede kontrolü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceğini belirtiyor.
Kısacası, “Yeni Suriye Ordusu” söylemi, sadece askeri bir entegrasyon değil; ABD, Rusya, Türkiye ve İran arasında süren güç mücadelesinin yeni perdesi olarak değerlendiriliyor.
Milli Savunma Bakanlığı: Güvenliğimizi tehdit eden hiçbir yapılanmaya izin vermeyiz
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, SDG’nin Suriye ordusuna dahil edilmesi sürecini “terörün meşrulaştırılması girişimi” olarak nitelendirdi. Açıklamada,
“Türkiye, sınır güvenliğini tehdit eden hiçbir yapıya izin vermez. Terörist unsurlar hangi ad altında olursa olsun meşru muhatap değildir.”
ifadeleri yer aldı.
Dışişleri: Şam yönetimiyle doğrudan temas kapalı değil
Dışişleri kaynakları ise Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeleri “yakından ve çok boyutlu” takip ettiklerini belirterek, olası risklerin Rusya ve İran kanalları üzerinden Şam’a iletildiğini kaydetti.
Kaynaklar,
“Şam yönetiminin, ülkesinin toprak bütünlüğü adına terör örgütleriyle iş birliği yapmaması gerekir.”
diyerek dolaylı bir uyarı mesajı verdi.
Cumhurbaşkanlığı’ndan net mesaj: “Terörle mücadele kırmızı çizgimizdir”
Cumhurbaşkanlığı’na yakın kaynaklar da süreci değerlendirirken, “Türkiye’nin güvenlik önceliği bellidir. PKK/YPG, hangi isim altında olursa olsun terör örgütüdür. Bu yapılanmanın devlet kurumlarına entegre edilmesi, bölgesel barışa değil, yeni çatışmalara yol açar.” değerlendirmesinde bulundu.
Güvenlik kaynakları: “Sınır hattında yeni tedbir planı”
Askerî kaynaklara göre Türkiye, olası gelişmelere karşı sınır hattında gözetleme ve istihbarat faaliyetlerini artırdı. Özellikle Tel Rıfat, Münbiç ve Haseke çevresinde hareketlilik dikkatle izleniyor. Yeni güvenlik önlemleri kapsamında bazı birliklerin konuşlanma planlarının da gözden geçirildiği bildirildi.
Uzmanlar: Şam, kısa vadede kazanır ama uzun vadede kaybeder
Türk güvenlik uzmanları, Suriye’nin SDG ile yakınlaşmasının “kısa vadeli taktik kazanç” sağlayabileceğini ancak uzun vadede Şam yönetiminin egemenlik kontrolünü zayıflatacağını belirtiyor.
Emekli bir diplomat, “Suriye, PKK’ya alan açtıkça Türkiye ile normalleşme ihtimali ortadan kalkar.” değerlendirmesini yaptı.