MEHMET ŞİMŞEK : ENFLASYON SON 44 AYIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TÜİK’in temmuz ayı enflasyon verilerini değerlendirdi. Şimşek, enflasyonun son 44 ayın en düşük seviyesine gerilediğini belirterek dezenflasyon sürecinin başladığını vurguladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) temmuz ayına ilişkin açıkladığı enflasyon verilerinin ardından sosyal medya hesabı üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Bakan Şimşek, enflasyonun son 44 ayın en düşük seviyesine gerilediğine dikkat çekerek, ekonomide beklenen dezenflasyon sürecinin başladığını ifade etti.
TÜİK’in verilerine göre, temmuz ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık bazda yüzde 2,06 artarken, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 47,83 olarak açıklandı. Haziran ayında yıllık enflasyon %71,60 seviyesindeydi. Bu veriler, yıllık bazda yaklaşık 24 puanlık bir düşüşü ortaya koydu.
“Programımız çalışıyor” vurgusu
Bakan Şimşek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Temmuz ayında yıllık enflasyon öngörülerimiz doğrultusunda geriledi. Dezenflasyon süreci başladı. Ana hedefimiz olan fiyat istikrarı için sıkı para, seçici kredi ve gelirler politikasına ilaveten kamuda tasarrufu ön planda tutan maliye politikası ve yapısal reformlarla dezenflasyon sürecini destekleyeceğiz. Programımız çalışıyor.”
Ekonomik program ve beklentiler
Hükûmetin Orta Vadeli Programı (OVP) çerçevesinde yıl sonu enflasyon hedefi %38 olarak belirlenmişti. Bakan Şimşek’in açıklaması, bu hedef doğrultusunda ilerleme sağlandığını ortaya koydu. Ekonomistler ise dezenflasyonun kalıcı hale gelebilmesi için sıkı para politikasının devam ettirilmesi gerektiği görüşünde.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) da son Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tutmuş, ancak sıkı duruşun süreceği mesajını yinelemişti. Piyasalarda, yılın son çeyreğinde baz etkisiyle birlikte enflasyondaki düşüşün hız kazanması bekleniyor.
Bakan Şimşek’in açıklamaları, hükümetin ekonomik politikalarının piyasalarda güven inşa etme çabasının bir parçası olarak yorumlanıyor. Ancak uzmanlara göre, bu kazanımların sürdürülebilir olabilmesi için yalnızca parasal değil, yapısal reformların da kararlılıkla uygulanması gerekiyor.