GATA ASKERİ HASTAHANE 9 YIL ARADAN SONRA YENİDEN AÇILIYOR


15 Temmuz darbe girişiminin ardından kapatılan askeri hastanelerin yeniden açılması için Milli Savunma Bakanlığı harekete geçti. 1898’de kurulan GATA’nın yeniden askeri statüye dönmesi için hazırlıklar başladı.
9 yıllık sessizlik bozuldu
2016’daki darbe girişiminin ardından alınan kararlarla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait tüm askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı’na devredilerek sivilleştirildi.
O dönemde “ordu içindeki paralel yapının temizlenmesi” gerekçesiyle yapılan düzenleme, kısa sürede ordunun sağlık sisteminde derin bir boşluk yarattı.
Aradan geçen dokuz yılın ardından, hem sahada yaşanan kayıplar hem de personel eksikliği bu kararın yeniden gözden geçirilmesine yol açtı.
GATA yeniden askeri statüye dönüyor
Milli Savunma Bakanlığı, 1898’de kurulan ve Türkiye’nin en köklü tıp kurumlarından biri olan Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nin (GATA) yeniden askeri hastane statüsüne dönüştürülmesi için çalışma başlattı.
Şu anda Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren kurumun tıbbi cihaz envanterinin MSB’ye devri süreci başlatıldı.
Kulis bilgilerine göre GATA, yeniden “askeri kimliğini” kazanacak ancak bu kez hibrit bir yapıyla, Sağlık Bakanlığı koordinasyonuyla çalışacak.
Kapatılan 32 hastane, kaybolan sistem
15 Temmuz sonrasında yayımlanan KHK ile 26 ildeki 32 askeri hastane Sağlık Bakanlığı’na devredildi.
Bu adım, bir gecede yüz yılı aşan askeri sağlık sistemini ortadan kaldırdı.
Askerî tababetin en önemli alanı olan savaş cerrahisi, travma yönetimi ve seyyar hastane planlaması gibi uzmanlıklar sivil hastane sistemine entegre edilemedi.
Sonuç olarak, sınır ötesi harekâtlarda görev yapan askerlere hızlı ve askeri protokollere uygun müdahale kapasitesi zayıfladı.
“Yüzlerce asker kurtarılabilirdi” iddiası
Kapatılma kararının ardından geçen yıllarda, özellikle Suriye ve Irak’taki operasyonlarda yaşanan kayıplar bu tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Eski askeri hekimler, savaş koşullarında yetişmiş personelin eksikliğinin “geri dönüşü olmayan” kayıplara neden olduğunu söylüyor.
Savaş cerrahisi uzmanı emekli bir doktor, “2016 sonrası sistem çöktü. Yaralı tahliyesi, cerrahi müdahale, steril saha disiplini… Bunların hepsi bir askeri refleks ister. Sivil sistem bunu taşıyamadı.” değerlendirmesini yaptı.
2 binden fazla askeri doktor sivil sektöre geçti
Kapatılmanın ardından 2 bin 43 askeri doktor ya emekli oldu ya da özel sektöre geçti.
Bu durum sadece ordunun sağlık gücünü değil, tıbbi eğitimi de etkiledi.
GATA Tıp Fakültesi, yıllarca askeri hekim yetiştirirken 2016 sonrası “sivil tıp fakültesine” dönüştü; bu da savaş cerrahisi ve askeri psikiyatri gibi alanlarda büyük bir boşluk yarattı.
MSB devralıyor: ‘Hibrit model’ gündemde
Yeniden yapılanma planına göre, GATA ve birkaç büyük askeri hastane, Milli Savunma Bakanlığı’na devredilecek; ancak eğitim ve idari koordinasyon Sağlık Bakanlığı’yla ortak yürütülecek.
Bu modelin amacı, geçmişteki paralel yapılanma riskini önlemek ama aynı zamanda orduya özgü sağlık kapasitesini yeniden kazanmak.
Uzmanlar: “Askeri tıp, savaşın görünmeyen cephesidir”
Savunma analistleri, askeri sağlık sisteminin sadece bir tedavi kurumu değil, savaşın stratejik altyapısı olduğunu vurguluyor.
Bir uzmana göre:
“Cephede kazandığınız her saniye bir hayat demektir. GATA’nın ve askeri hastanelerin yokluğu, bu saniyelerin kaybı anlamına geldi. Şimdi yapılan adım, geç ama doğru bir dönüş.”
Toplumdan destek, siyasetten sessizlik
Kamuoyunda karar büyük ölçüde olumlu karşılanırken, siyasi kanat henüz resmi bir açıklama yapmadı.
Ancak kulislerde, bu düzenlemenin 2026’ya kadar tamamlanmasının planlandığı, hatta bazı illerde askeri sağlık birimlerinin yeniden kurulacağı konuşuluyor.
Dokuz yılın bedeli: “Bir sistemin çöküşü ve yeniden doğuşu”
2016’da alınan karar, kısa vadede güvenlik amacı taşısa da uzun vadede askeri sağlık sisteminde büyük bir kopukluk yarattı.
Bugün yeniden yapılanan model, sadece bir kurumun dönüşü değil; devlet hafızasının onarımı anlamına geliyor.
Türkiye gibi aktif operasyon yürüten bir ülke için savaş cerrahisi, travma lojistiği ve askeri tıp disiplini stratejik zorunluluk.
Uzmanlara göre, bu dönüşüm “gecikmiş bir itiraf” olsa da, doğru uygulanırsa hem ordunun moral gücünü hem de savaş alanındaki etkinliğini artıracak bir dönüm noktası olabilir.
2016 yılında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı’na devredilerek sivilleştirilmişti. Aradan geçen dokuz yılın ardından bu kararın sahadaki etkileri yeniden gündeme geldi. Savaş cerrahisi alanında yaşanan ciddi açıklar ve askerî operasyonlarda yaşanan kayıplar, “askerî sağlık sisteminin” önemini bir kez daha ortaya koydu.