İMAMOĞLU DAVASINDA SÜRPRİZ KARAR KENDİNİ FİZİKEN SAVUNAMAYACAK

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 24 Ekim’de görülecek davası öncesi dikkat çeken bir gelişme yaşandı. Mahkeme, daha önce kabul ettiği “fiziken savunma yapma” talebinden geri adım attı. İmamoğlu’nun duruşmaya SEGBİS üzerinden katılmasına karar verildi.

24 Ekim Duruşması Öncesi Sürpriz Karar

“İhaleye fesat karıştırma” davasında yargılanan Ekrem İmamoğlu’nun 24 Ekim’deki duruşması öncesi mahkeme yeni bir karar aldı. Daha önce sanığın fiziken savunma yapma talebini kabul eden heyet, bu kararından döndü.

İmamoğlu’nun Talebi Yazılı Olarak Sunulmuştu

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun avukatları, 14 Ekim tarihinde mahkemeye yazılı dilekçe sunarak müvekkillerinin “yüz yüze savunma yapmak istediğini” belirtti. Dilekçede, SEGBİS ile savunma yapılmasının savunma hakkını sınırlayacağı vurgulandı.

Geçici Heyet Kabul Etmişti, Yeni Heyet Reddetti

Bir önceki duruşmada görev yapan geçici mahkeme heyeti, İmamoğlu’nun fiziken savunma talebini kabul etmişti. Ancak yeni heyet, aynı talebi “güvenlik ve usul gerekçesiyle” reddetti. Böylece İmamoğlu’nun mahkeme salonuna getirilmemesi kararı kesinleşti.

Duruşma Savcısı 11 Celsedir Mütalaa Vermedi

Dava sürecinde dikkat çeken bir diğer ayrıntı da duruşma savcısının hâlâ mütalaa açıklamaması oldu. 11 celsedir kararın gecikmesi, davanın siyasi yönüyle ilgili tartışmaları da beraberinde getiriyor.

SEGBİS Üzerinden Savunma Yapacak

Mahkemenin aldığı son karara göre İmamoğlu, 24 Ekim’deki duruşmaya Silivri Cezaevi’nden SEGBİS sistemiyle katılacak. Savunmasını ekran üzerinden yapacak olan İmamoğlu’nun, bu karara itiraz etmesi bekleniyor.

Avukatlardan “Savunma Hakkı Engellendi” Tepkisi

İmamoğlu’nun avukatları, mahkemenin kararını “savunma hakkının ihlali” olarak değerlendirdi. Hukukçular, “Sanığın bizzat mahkeme huzurunda ifade vermesi yargılamanın temel hakkıdır” görüşünü dile getirdi.

CHP Cephesinden Sert Tepki

CHP yönetimi ve parti sözcüleri, mahkemenin kararını “siyasi müdahale” olarak nitelendirdi. Parti kaynakları, “Bir adayın fiziken savunma hakkı elinden alınamaz” diyerek kamuoyuna çağrıda bulundu.

Kamuoyunda Yeni Tartışma Başladı

Kararın ardından sosyal medyada “yargı bağımsızlığı” ve “adil yargılanma hakkı” tartışmaları yeniden gündeme geldi. Özellikle hukuk çevreleri, benzer davalarda alınan farklı kararların çelişkiye yol açtığını belirtiyor.

İmamoğlu davasında mahkemenin önce kabul ettiği, ardından reddettiği savunma yöntemi kararı, sürecin hukuki değil, siyasi eksenli ilerlediği tartışmalarını yeniden alevlendirdi. 24 Ekim duruşması, yalnızca bir yargılama değil; aynı zamanda Türkiye’de adalet, temsil ve seçim dinamiklerinin nabzını tutacak bir dönüm noktası olarak görülüyor.