HAK-İŞ BAŞKANI ARSLAN 2026 ASGARİ ÜCRET BELİRLEME SÜRESİ KAOSA DÖNEBİLİR


HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 2026 yılı asgari ücret belirleme sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. TÜRK-İŞ’in görüşmelere katılmayacağını teyit etmesi üzerine sürecin işçi ve hükümet aleyhine kaosa dönüşebileceğini söyledi. Arslan, bu durumda TİSK ve hükümetin tek başına süreci yürüteceğini belirtti.
HAK-İŞ’in Tutumu ve Açıklaması
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, TÜRK-İŞ ile yapılan görüşmede sendikanın sürece katılmama kararını tekrar teyit ettiğini açıkladı. Arslan, kendi sendikalarının da sürece katılmayacaklarını bildirdiğini vurguladı. Bu tutum, asgari ücretin belirlenme sürecinde önemli bir eksiklik olarak görülüyor.
TÜRK-İŞ’in Katılmama Kararı
TÜRK-İŞ’in görüşmelere katılmaması, işçi sendikalarının sürece temsil yetkisinin sınırlanması anlamına geliyor. Arslan, bu durumun hem işçiler hem de hükümet açısından belirsizlik yaratacağını ve sürecin kaosa dönüşme riskini artıracağını belirtti.
TİSK ve Hükümetin Rolü
Arslan’a göre, TÜRK-İŞ’in sürece dahil olmaması halinde Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) ile hükümet asgari ücreti belirleyecek. Bu yaklaşım, karar mekanizmasını sınırlıyor ve işçi temsilinin eksik kalmasına neden oluyor.
Asgari Ücretin Geçmişi ve Tarihçesi
Türkiye’de asgari ücret, 1963 yılından bu yana resmi olarak belirleniyor. 2025 yılı itibarıyla 11.402 TL seviyesinde olan asgari ücret, geçmiş yıllarda hem enflasyon hem de yaşam maliyetine bağlı olarak artış gösterdi. Süreç, her yıl işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin katılımıyla yürütülüyor.
İşçiye ve İşverene Olası Etkiler
Sendikaların sürece katılmaması, işçiler açısından adil bir belirleme yapılmasını zorlaştırabilir. Öte yandan, işverenler ve hükümet tek taraflı belirleme yaparsa, kararlar kamuoyunda tartışma konusu olabilir ve işçi motivasyonu ile ekonomik dengeleri etkileyebilir.
Ekonomik Bağlam ve Enflasyon
2026 yılı asgari ücret belirlemesi, Türkiye’deki enflasyon ve yaşam maliyeti göz önünde bulundurularak yapılacak. Uzmanlar, eksik katılımın ve sürecin şeffaf yürütülmemesinin, işçi hakları ve ekonomik öngörülebilirlik açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.
Sendikalar Arasındaki Görüş Farklılıkları
HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ’in tutum farkı, asgari ücret görüşmelerinde temsil sorununu gündeme getiriyor. Arslan, farklı görüşlerin ve katılım eksikliğinin, hem işçi hem de hükümet aleyhine kaotik sonuçlara yol açabileceğini ifade etti.
2026 Beklentileri ve Süreç Yönetimi
2026 asgari ücretinin belirlenmesinde hızlı, şeffaf ve kapsamlı bir süreç yürütülmesi gerekiyor. Katılımcı eksikliği, sürecin kamuoyu tarafından eleştirilmesine ve ekonomik öngörülerin zayıflamasına neden olabilir. İşçi haklarının korunması ve piyasadaki istikrarın sağlanması açısından dengeli bir yaklaşım kritik önem taşıyor.
HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan’ın açıklamaları, 2026 asgari ücret belirleme sürecinde olası sorunları net bir şekilde ortaya koyuyor. TÜRK-İŞ’in sürece katılmaması, resmi görüşmelerin sınırlı paydaşla yürütülmesine ve işçi temsilinin eksik kalmasına neden olabilir. Bu durum, hem ekonomik hem de sosyal açıdan risk oluşturuyor.
Hükümet ve TİSK’in tek taraflı yürütmesi planlanan görüşmelerde, şeffaflık ve işçi haklarının korunması büyük önem taşıyor. Geçmiş yıllardaki artışlar ve ekonomik göstergeler göz önünde bulundurulduğunda, sürecin dikkatli ve dengeli yönetilmemesi durumunda hem işçi motivasyonu hem de kamuoyunun güveni olumsuz etkilenebilir.